18 01 2014
“Sekiz on yaşlarında olmalıydım. Sıcak bir yaz günü Mehmet Dedem’le birlikte at arabasına binmiş, dar ve toprak bir yolda hızla yol alıyorduk. Dizginler dedemin ellerindeydi. Ben onun yanına oturmuş, etrafı seyrediyordum. Araba giderek hızlanıyor, bir süreden beri saymaya başladığım yolun iki tarafındaki ağaçları saymakta zorlanıyordum. Etraf, Akhisar’ın o müthiş kuru sıcağı ile yeşilden sarıya dönüşmeye […]