Marx

Viyana Çevresi

Kalemini bir ömür boyu iktisat, siyaset, felsefe ve bir ölçüde de olsa matematiğin çeşitli kesişim kümelerinin etrafında oynatan Karl Marx’ın 1844 El Yazmaları’ndaki şu ifadesi çarpıcıdır: “Doğa bilimleri zamanla insan bilimlerini de kapsamına alacak ve aynı şekilde insan bilimi doğa bilimini içerecektir. Bir tek bilim olacaktır” (2016: 120).Marx’tan tam 366 yıl önce doğan Leonardo da […]

, , , , , , , , , , , , , , , ,

Shandy’nin Maceraları

Prokrustes’in Yatağı Yunan mitolojisinde Polypemon ya da Damastes olarak da bilinen Prokrustes, Eleusis yakınlarında yaşayan ve sonunda Attikalı kahraman Theseus tarafından öldürülen bir hayduttur. Efsaneye göre Prokrustes’in biri büyük diğeri küçük iki demir yatağı varmış. Kurbanlarını bu yataklara yatırır, boyu yataktan kısa olanların bacaklarını çeke çeke uzatır, uzun olanların bacaklarını ise yatağa sığmaları için kesermiş. […]

, , , , , , , , , , , , ,

Yaşam Çok Kısa (2)

Jay Griffiths’in Tik Tak’ ta yazdığı gibi eski Yunanlılar’ın zamanın farklı veçheleri için farklı tanrıları vardı. Bunlardan en önemlilerinden biri, mutlak, doğrusal, kronolojik ve nicel zamana adını veren Kronos, diğeri ise, çok daha kaypak ve renkli olan, fırsatın, iyi ve kötü şans ile nitel zamanın tanrısı olan Kairos’tur. Saatin geç olduğunu, dolayısıyla yatma vakti geldiğini […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Lades

Evimizde oynanan ve benim de şahit olduğum ilk lades oyununun tarihini değil ama kimin kazandığını dün gibi hatırlıyorum: Annem. Yeni nesiller bilmeyebilirler, eskiden evlerde tavuk piştiğinde ortalığı bir neşe kaplar, ladesin sonuçları merakla beklenirdi. Lades oyunu, oyuna taraf olan kişilerin, tavuğun lades kemiği adı verilen kemiğini ikiye ayırarak birbirlerinin unutkanlıklarından yararlanmalarına yönelik bir oyundu. Oyuna […]

,

Jean ya da Kot / Kot ya da Levi’s

1967 yılında Akhisar Ali Şefik Ortaokulu’nda birinci sınıfta okurken İngilizce hocamız, sonradan Amerikan Hükümeti’ne istihbarat sağlayarak misyonerlik faaliyeti gösteren Barış Gönüllüleri içinde yer aldığı anlaşılan Mr. Collins’ti. Mr. Collins dersler sırasında kalemimizi ağızımıza sokmamızı önererek telaffuzumuzu Amerikancaya dönüştürmeye, dersler dışında ise bir yandan basketbolumuzu, diğer yandan da İngilizce pratiğimizi geliştirmeye çalışıyordu. Levi Strauss’un pantolonunu – […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Zamanın Dışına Çıkmak

Gabriel Garcia Marquez’in başyapıtı Yüzyıllık Yalnızlık’ta (2014: 91-93) Buendia Ailesi’nin reisi José Arcadio Buendia, uykusuzluktan tükendiği bir gecenin sabahında odasına dalan ak saçlı sarsak Prudencio Aguilar’ı görünce, ölülerin de yaşlandığına şaşırarak “Prudencio!” diye haykırır ve devam eder: “Ne kadar da uzaklardan çıkıp gelmişsin!” Onca yıllık ölümden sonra dirilere duyulan yoğun bir hasretle sohbet ederler. Birkaç […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Vakit Nakittir ya da La Casa de Papel

Karl Marx’göre “Kulanım değeri ya da mal, yalnızca, onda soyut insan emeğinin nesnelleşmiş ya da cisimleşmiş olması nedeniyle bir değere sahiptir. Öyleyse onun değerinin büyüklüğü nasıl ölçülür? Onun içerdiği ‘değer yaratıcı öz’ün, yani emeğin miktarıyla. Emeğin niceliği, süresiyle ölçülür ve emek – zamanın ölçeği de, saat, gün vb. gibi belli zaman birimleridir” (Marx, 2011: 52). […]

, , , , , , , , , , , , , , , ,

Değerin Mekânı ve Zamanı

David Harvey kendine ait olan zaman-mekân sıkışması kavramındaki “sıkışma” ile kapitalizmin hayatımıza kazandırdığı hız artışını ve mekânsal engellerin dünya sanki üzerimize çökecekmişçesine aşılmasını ifade eder (Harvey, 1997: 270). 1846-47 yıllarında İngiltere’de başlayarak o dönemdeki kapitalist dünyanın tümünü eşzamanlı olarak saran ekonomik kriz (kapitalist aşırı birikim krizi) ve 1848’de tüm Avrupa’da patlak veren devrimler olayların mekânsal […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Büyük Gerileme (3): Neoliberalizm ve Popülizm (1)

Bu yazı, üçlemenin sonuncusu – ama sanırım iki ya da üç bölüm sürecek – ve önemli ölçüde Büyük Gerileme’den (Haz: Geiselberger, 2017) belli bir bağlamda yaptığım alıntılardan oluşuyor. Üçlemenin ikincisini Karl Polanyi ile bitirmiştim, yine onunla devam ediyorum: “Yüzyıl boyunca (on dokuzuncu yüzyıl) modern toplumun dinamiği çift yönlü bir hareket tarafından yönetildi: Piyasa sürekli gelişiyor, […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Distopyadan Ütopyaya

William Faulkner, 1956 yılında, New York’ta verdiği bir röportajda, gazeteci, senaryosunu yazmak istediği bir film olup olmadığını sorunca şu cevabı vermişti: “George Orwell’in 1984’ünü yapmak isterdim. Filmin sonuyla ilgili bir fikrim var, her zaman iddia ettiğim bir tezi kanıtlamak için: İnsan yok edilemez çünkü özgürlüğe tutkundur.”[1] Ben de bu yazımda 1984’ün distopik yapısını kırıyor, ütopik […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Previous Posts