3 05 2016
Zadig’de Zaman
Aydınlanma Çağı yazarı, tarihçi ve düşünür Voltaire’in 1745 – 1746 yıllarında yazdığı Zadig adlı kitabının Bilmeceler bölümünde, soru ve cevap şeklinde, zamanın son derece kapsamlı bir tanımı yapılır. Zadig – İbranicede hak bilir, Arapçada ise sadık olarak anılıp doğru sözlü, doğru, gerçek anlamına gelir – doğruluktan sapmayan bilge bir adamın öyküsüdür. İki kez evlenip ihanete uğrayan Zadig, Babil Kraliçesi Astarté’ye[1] aşık olur. O kadar öyle ki, karşılaştıklarında konuşmakta zorlanmaya başlar, sözleri birbirini tutmaz olur. Aşkı karşılıksız değildir ve bakışları Astarté’den yana döndüğünde kraliçenin yaşlarla ıslanmış ve ateşten oklar çıkan gözleriyle karşılaşır. Bakışları, birbirlerine taptıklarını, birbirlerini sevmekten korktuklarını ve her ikisinin de mahkûm oldukları bir ateşi tutuşturduklarını ifade etmektedir. Ancak kıskanç olan kralın durumu anlaması uzun sürmez ve Zadig’in olağanüstü maceraları başlar.
Mısır ve Arabistan’a kaçmak zorunda kalan Zedig’in başına, rastlantı ve zorunluğun hakim olduğu bir olaylar silsilesi içinde olmadık kötülükler gelir. Ama o hepsinden dürüstlüğü ve engin bilgisi sayesinde kurtulur. Bu arada her gittiği yerde Kraliçe Astarté’nin akıbetini sormakta, ona ulaşmak için elinden geleni yapmaktadır. Çok geçmeden Kral Moabdar’ın önce delirdiğini, sonra da öldürüldüğünü, Kraliçe Astarté’nin ise köle olarak satıldığını öğrenir.
Bir şekilde ve tabi ki rastlantı eseri, ama zorunluluktan kraliçeyle karşılaşan Zadig, o zamana kadar birbirlerinden gizledikleri duygularını açıklarlar ve aşklarına yön veren periler bu sözleri Venüs ( Aşk Yıldızı) katına kadar taşır. Artık doruklardadırlar. Kraliçeyi kölelikten engin bilgisi sayesinde kurtaran Zadig’e Büyük Zerdüşt’ün söyleyecekleri vardır: “İnsan güzel bir kadın tarafından sevildiğinde, bu dünyada içinden çıkamayacağı hiçbir iş olamaz.”[2]
Kraliçe Babil’de coşkuyla karşılanır. Kral Moabdar ölmüş olduğu için Astarté’yi evlendirmek gerekmektedir, ama seçilecek eş hükümdar olacağı için kılı kırk yarmalı, yeni kralın hem yiğit, hem de bilgili olmasına dikkat edilmelidir.
Aralarında Zadig’in de olduğu dövüşçüler zırhlarını kuşanarak alana gelirler ve çarpışmalar başlar. Zadig hep galip gelir. Ancak Itobad adında kendini çok beğenmiş, aptal ve zengin bir rakibinin Zadig’in zırhını çalmasıyla iş biraz uzar, çünkü zırhı olmadığı için dövüşmemiş addedilir.
Zadig bilgi, ahlak ve cesaretin kendisini hep mutsuz ettiğini söyleyip Tanrı’ya gizliden gizliye sitem ederek Fırat kenarında yürürken bir keşişle karşılaşır. Keşiş adlı bu bölüm Zadig ’ in en anlamlı bölümüdür ki, Leibniz’den etkilenen Voltaire’in sonsuz sayıda dünyanın varlığından söz ettiğine şahit oluruz. Keşişin söylediği gibi dünyada birbirine benzeyen hiçbir şey yoktur.
Keşiş aslında Tanrı’nın elçisi melek Jesrad’dır. Zadig, melekten, kötülükten iyiliğin doğduğunu öğrenir ve onun “Babil’e doğru yola çık” önerisine uyar.
Babil’e döndüğünde herkes tarafından sevilen ve dürüst bir insan olduğu için yarışmaların bilmece kısmına katılmasına izin verilir.
“Başrahip önce şu soruyu ortaya attı: Dünyadaki şeyler arasında en uzun ve en kısa, en hızlı ve en yavaş, en bölünebilir ve en büyük, en aldırış edilmeyen ve ardından en çok üzülünen, onsuz hiçbir şey yapılamayan, bütün küçük şeyleri yiyip yutan ve bütün büyük şeyleri canlandıran nedir?…
Zadig yanıtın zaman olduğunu söyledi: Daha uzun hiçbir şey yoktur, çünkü sonsuzluk onunla ölçülür; hiçbir şey daha kısa değildir, çünkü hiçbir tasarımızı gerçekleştirmeye yetmez; bekleyen için ondan daha yavaş bir şey, zevk içindeki insan için ondan daha hızlı bir şey yoktur; sonsuzcasına büyüktür ve sonsuz küçüklükte parçalara bölünebilir; hiç kimse ona aldırış etmez, yitirince insanlar ardından üzülürler; gelecek kuşaklara layık olamayan her şeyi unutturur ve büyük şeyleri ölümsüzleştirir, diye ilave etti.”[3]
Görüldüğü gibi, Zadig’de zaman, daha doğrusu Voltaire’in zaman anlayışı, onun hayli işlevsel olduğu yönündedir ve yaşamın ortasına gelip yerleşmiştir.
Öykü ise şöyle biter: Bu ve başka soruları en doğru biçimde Zadig yanıtladığı için Astarté’nin kocası olmaya layık görülür ve onun oyuyla kral ilan edilir. Ülkeye barış gelir, devlet adalet ve sevgiyle yönetilir, herkes Zadig’e, Zadig de Tanrı’ya şükreder.
Notlar
[1] Astarté, Orta Doğu’da (Akad, Sümer, Babil) İştar (Ishtar) olarak geçen bereket, aşk ve savaş tanrıçasının Helenik formudur. Yunanlılar tarafından Afrodit olarak anılır. Batı dillerindeki karşılığı yıldız olup Venüs gezegenini temsil eder.
[2] Voltaire. Zadig, Çeviren: Hasan Fehmi Nemli, Alfa Yayınları, İst., 2015, s. 95.
[3] A.g.e., s. 112.
Yine Sana Döneceğim Kitaplar Arasında Bir Gezinti (3)