31 12 2014
Yeni Yıl(lar)
Doğruyu söylemek gerekirse, Polonya asıllı ünlü sosyolog Zygmunt Bauman’ın ölüm ve yaşam hakkında ilginç görüşler öne sürdüğü Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri adlı eserinde genellikle karamsar olan Schopenhaur’dan aktardığı aşağıdaki sözlerle başlamak istemezdim. Ama okuyunca anlaşılacağı üzere, ilk bakışta kulağa hoş gelmese de, günlük yaşamımızdan bildiğimiz gibi gerçeklik payı hayli yüksek olan sözler oldukça çarpıcıdır:
“… mutluluk, her zaman ya gelecektedir ya da geçmiştedir, şimdiki zaman ise güneşli bir ovanın üzerindeki rüzgarın sürüklediği küçük kara bir buluta benzetilebilir; bulutun önü ve arkasında her şey pırıl pırıldır, yalnızca bulutun kendisi her an bir gölge yapar. Sonuç olarak, şimdiki zaman her zaman uygunsuzdur, ama gelecek belirsizdir ve geçmiş geri getirilemez.” [i]
Çimen her zaman çitin öte yanında daha yeşildir. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Buna karşılık, Danah Zohar’ın Kuantum Benlik ’te ifade ettiği gibi, psikologlara göre “şimdi” en fazla on iki saniyeye kadar geçen zaman dilimidir ve farkındalığımızın bir birleşik bütün olarak hazmedilebileceği deneyimin genişliğini temsil eder. [ii] Eğer “şimdi” bu kadar kısa süren bir “an” ise T. S. Eliot’un dediği gibi “geçmiş zaman ve gelecek zaman; her ikisi de şimdiki zamanda mevcuttur”. Çünkü kuantum koşullarda, yeniden yaşanan geçmiş anın dalga fonksiyonu şimdinin dalga fonksiyonuyla çakışır ve ikisi ileriye sunmak üzere birleşerek yeni bir biçim oluştururlar. Kişi perspektif kazanır ve daha tutarlı olur
Bu arada, biliyoruz ki, bir sistemin entropisi, yani düzensizliği, geri dönüşsüz bir biçimde, sürekli artma eğilimi gösterir. Örneğin, ekonomik gelişme entropik bir özellik taşır. Ekonomik ya da sosyal gelişmeyle birlikte, izlememiz ve peşinden koşmamız gereken şeyler arttıkça, zaman kısalır. Öte yandan 50 yaşındaki bir insan için zaman, 10 yaşındaki bir çocuğa göre 5 kat daha hızlı akar. Kuşkusuz bu fiziksel değil, algılanan zamandır. Çünkü ilgilenmek zorunda olduğumuz çok şey vardır. Bu, bizim, zamanı genişletmemize neden olur. Artan teknolojik gelişme sayesinde ve yaşlandıkça şimdiki zamanı daha geniş yaşamak isteriz. Çünkü geçmiş uzak, gelecek ise yakındır. İster klasik ister kuantum koşullarda olsun, her geçen ya da gelecek yılı numaralıyoruz; hayatımız böylece kolaylaşıyor.
2015 yılının hayatımızı kolaylaştırmasını diliyorum.
Öyle anlaşılıyor ki Türkiye’nin belli başlı sorunlarını çözebilmenin yolu, sorunlara önyargısız olarak, dışardan ve bir çok değişkeni dikkate alarak bakabilmekten geçiyor. Çünkü Arthur Battram’ın Karmaşıklıkta Yol Almak isimli kitabında belirttiği gibi, Santa Fe Grubu’na göre,
“Karmaşıklık, evrenin bütünleşik, ama aynı zamanda alışılmış mekanik ya da doğrusal yollardan anlayamayacağımız kadar zengin ve çeşitli olan durumunu ifade etmektedir. Bu yollardan evrenin bir çok parçasını anlayabiliriz, ama daha büyük ve içsel ilişkiler, daha geniş olan olgular – ayrıntılara bakarak değil- ancak ilke ve kalıplarla anlaşılabilir. Karmaşıklık; belirme, buluş, öğrenme ve kendini uyarlamanın doğasıyla ilgilidir.” [iii]
Bana öyle geliyor ki, ister siyasal, ister sosyal, isterse ekonomik olsun, olaylara bakışımıza tek tek değil de bütüncül bir yaklaşım getirebilirsek, her biri birbirini tetikleyerek değiştiren bir çok değişkeni ya da parametreyi daha iyi anlayabilir, dolayısıyla çözüm önerilerimizi daha sağlıklı geliştirebiliriz.
Aşağıdan yukarıya doğru kendi kendini örgütleyen ve aslında bir sistem özelliği gösteren toplumlar, yukarıdan aşağıya doğru örgütlenmiş olan devlet mekanizmasını ve onun kurumlarını, doğal olarak her daim aşarlar. Hayat aşağıdan yukarıya doğru gelişir çünkü. Mesele bu iki düzey arasındaki ilişkiyi yerli yerine oturtabilmektedir.
Hep bildiğimiz gibi hayat sorunlarla doludur. Üstelik sorunlar saymakla bitmez. Çünkü Karl R.Popper’in aynı adlı kitabında dediği gibi, “Hayat problem çözmektir.” [iv] Çözüm başka bağlamlarda problem olur ve bu böyle “ad infinutum”, sonsuza dek, sürer gider.
Teknolojik gelişmeler bir yandan olağanüstü imkanlar sunarken bir yandan da olağanüstü farklılıklara neden olabilmektedir. Her ne kadar küreselleşmeyle birlikte teknolojik yeniliklerden yararlanma imkanları arttıysa da, ekonomik koşullarda teknolojik imkanlara koşut imkanlar yaratılmadıkça, uçurum ister istemez derinleşmektedir ve derinleşmeye devam etmektedir.
Richard Sennett’in Yale Üniversitesi tarafından yayımlanan akıl açıcı kitabı The Culture of the New Capitalism’ de ifade ettiği gibi, “Marx’tan bu yana kapitalizmin tek değişmezi istikrarsızlık oldu denebilir.” Etnografik anlamda yeni kapitalizmin kültüründe var olan en önemli faktör hızdır. [v]
Hızla nasıl baş edeceğimiz ise muamma olmamakla birlikte, sistem içinde kaldığımız sürece hayli zor görünmektedir.
2015 yılının hepimiz için görece olarak uygun bir hızla geçmesini diliyorum.
Notlar
[i] Bauman, Zygmunt. Ölümlülük, Ölümsüzlük ve Diğer Hayat Stratejileri, Çeviren: Nurgül Demirdöven, Ayrıntı Yayınları, İst., 2000, s. 120-121.
[ii] Zohar, Danah. Kuantum Benlik, Çeviren: Seda Kervanoğlu, Sarmal Yayınevi, İst.,1998.
[iii] Battram, Arthur. Karmaşıklıkta Yol Almak, Çeviren: Zülfü Dicleli, Henkel Yayınları, İst.,1999. s. 32.
[iv] Popper, Karl. Hayat Problem Çözmektir, Çeviren: Ali Nalbant, YKY, İst.,2006.
[v] Sennett, Richard. The Culture of the New Capitalism, Yale University Press, New Haven & London, 2006.
Geleceği Tahmin Etmek “Son Umut”
Sevgili Bülent, her zaman bilgi ve sohbetinle övünç duyduğum arkadaşım, Türkçe ile ne güzel felsefe oluyor-….ikinize de mutlu yıllar.
Çok teşekkür ederim. Evet, Türkçe ile felsefe yapmak dünyanın en güzel şeyi olmalı. Ben de çok iyi bir yıl diliyorum.