Kuantum Adam: Ekrem İmamoğlu

Hepimizin bildiği gibi 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinin yükselen yıldızlarından biri de AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz oldu. Ekrem İmamoğlu’nun İBB Başkanı seçildikten sonra, Yavuz’un yaptığı şu tuhaf açıklama muhtemelen yıllarca unutulmayacaktır:  “İstanbul’da bir şey oldu ama anlayamadık, ama kesinlikle bir şey oldu.”

Bu yerel seçimlerde üç oy pusulası ve bir zarf vardı. Pusulalardan birinde il ya da büyükşehir belediye başkanını, ikincisinde ilçe belediye başkanını, üçüncüsünde ise il genel meclisi üyelerini seçiyor ve pusulaları aynı zarfın içine koyuyorduk. Bilindiği gibi İktidar bloğu İstanbul seçimlerinde sadece büyükşehir belediye sonuçlarına itiraz etti. Çünkü ilçe başkanlıkları ile genel meclisi sonuçları lehlerine sonuçlanmış, büyükşehir belediyesini ise İmamoğlu’na kaptırmışlardı. Cumhurbaşkanı dahil, argümanları, nasıl oluyordu da, ilçe başkanlıkları ve ile genel meclisi üyeliklerinde önde giderlerken, büyükşehir de geride kalıyorlardı. Oysa bu argümanı muhalefette kullanabilir ve büyükşehir bizdeyken, nasıl olur da ilçe başkanlıklarını ve il genel meclisi üyeliklerini onlar kazanabilir diye itiraz edebilirdi. O zaman ne olurdu? Dolaysıyla bu itiraz temelden yanlıştı.

 

kız kulesi

 

Ama ben konuya başka bir açıdan yaklaşmak istiyor ve bir analoji yapmak istiyorum.

Kuantum adam olarak tanımlanan ünlü kuantum fizikçisi Richard Feynman bir zamanlar kuantum mekaniğinin kimse tarafından anlaşılamadığını söylüyordu. Anlamamaktan kastı, çok küçük ölçeklerde doğanın insan sezgisinin hiçbir zaman kavrayamayacağı biçimde davrandığı için, bir kişinin sezgisel olarak zihninde fiziksel bir resim canlandıramıyor olmasıydı.

Bu tür davranışlardan biri, elektron, foton, vb. atom altı varlıkların konum ve momentumlarının aynı anda belirlenememesidir ki, bu olay ilke kez Werner Heisenberg tarafından keşfedilmiş olup, Belirsizlik İlkesi olarak anılır.

Kuantum mekaniğinin en tuhaf tezahürlerinden bir diğeri de yine atom altı varlıkların hem parçacık hem de dalga özelliği göstermesidir ki, buna da Dalga-Parçacık ikiliği diyoruz. İlk kez 1803 yılında Thomas Young tarafından gerçekleştirilen ve defalarca tekrarlanan Çift-Yarık deneyinde, teknik ayrıntıya girmeden kısaca ifade etmek gerekirse, elektronlar, üzerinde yan yana iki yarık bulunan bir engele doğru önce bir yarık kapatılarak tek yarıktan geçecek şekilde gönderilirler. Bu durumda parçacık gibi davranıp arkadaki ekrana kurşun gibi çarparlar. Sonra iki yarık açık olduğu halde, ama yine tek tek – parçacıklar halinde – gönderilirler ve durum engelin ardındaki bir ekranda tespit edilir. Engeli tek tek geçtikleri halde, ardından tespit edildiklerinde, yarıklardan birbiriyle girişim yapan – süperpoze durumunda üst üste çakışan –  dalgalar şeklinde geçmiş oldukları görülür. Burada parçacıklar (yani parçacıkların gözlenmesi) dalgalara ne zaman ve nerede başlamaları ya da bitmeleri gerektiğini söylerken, dalgalar da parçacıklara nerede olmaları gerektiğini söylemektedir.

* * *

Kısaca, Ali İhsan Yavuz haklıdır ve İstanbul’da anlamadığımız bir şey olmuştur. Öyle anlaşılıyor ki, Belirsizlik İlkesi’ne göre konum ve momentumları aynı anda belirlenemeyen zarfın içindeki pusulalardan ikisi parçacık, biri ise dalga özelliği göstermiştir. Parçacık özelliği gösteren pusulalar iktidar, dalga özelliği gösteren pusula ise muhalefet bloğuna doğru hareket etmiş ve Ekrem İmamoğlu kuantum adam olarak siyaset sahnesindeki yerini almıştır.

Hamiş: Bu yazıda yapılan analoji kurgusaldır. İsteyen bir ayı geçen bir süredir seçmenlere Kafkaesk bir süreç yaratan durumu daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor niyetiyle okur, isteyen de iktidar bloğunun İstanbul seçimlerine olan itirazı kadar anlamsız bulup gülebilir ve sanırım tıpkı dalga-parçacık ikiliğinde olduğu gibi iksi de kabule şayandır.  Ama Ekrem İmamoğlu’nun kuantum adam olarak siyaset sahnesindeki yerini almış olduğu saf bir gerçektir.

 

 

 

 

 

, , , , , , , , , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.