Imagine


1961-1971 dönemi Türkiye ekonomisinin hızla büyüdüğü, Türkiye İşçi Partisi’nin (1965) on beş milletvekiliyle meclise girip sosyalizm propagandası yapabildiği şahane yıllardı. Planlı döneme girmiş, ekonomiye disiplin gelmiş, yatırım yapabilmek için ulusal tasarruf oranı yükselmiş, vergi veren bir ulus olmuştuk. Amerika’ya verdiğimiz destek karşılığında, Truman Doktrini’nin uzantısı ve Marshall Planı bağlamında Amerikan yardımı alıyor, özellikle Almanya’dan gelen işçi dövizlerini harcayacak yer bulamıyor, ithal ikamesine dayalı göz kamaştırıcı bir sanayileşme yaşıyorduk.

Zeki Müren mini etek ve apartman topuk giyiyor, her yıl dolup taşan İzmir Enternasyonal Fuarındaki Manolya Aile Çay Bahçesi’ nde sahne alıyordu. Birçok şehirde olduğu gibi Akhisar gibi küçük bir kasabanın lisesi ve Erkek Sanat Okulu’nda “Amerikan futbolu ve beyzbol” oynanıyor, Amerikan yardımıyla ilkokuldayken süt tozu, yatılı olarak lisedeyken kepek (bulgur) ve gres yağı (margarin) olarak karşılaşıyorduk.

Adalet Partisi iktidarda, Süleyman Demirel “Hep Başbakan”dı.  Bülent Ecevit bu dönemin başında (1961) Çalışma Bakanı, ortasında (1966) CHP Genel Sekreteri olarak “Karaoğlan” olmaya doğru emin adımlarla koşarken İsmet Paşa ile baba oğul gibiydi. Bir yandan 1961 Anayasası’nın verdiği olanaklarla grev ve toplu sözleşme hakkına kavuşan işçiler sosyal mücadeleler tarihinin dönüm noktası olan sürecin baş aktörü olmaya aday görünüyorlar, diğer yandan hiç gecikmeden 1963 yılında CIA desteğiyle kurulan Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği’nin arkasındaki gerici güçler her fırsatta iktidar desteğini de yanlarına alarak ilericilere saldırmayı marifet sayıyorlardı.

Şahane yılların şahikası olan şanlı 1968’in arifesindeydik. Yalçın Küçük’ün deyişiyle şahane yılların “başlarında demokratik bir anayasa ihtiyaç ve evlerde buzdolabı lükstü ve sonunda anayasa lüks ve evlerde buzdolabı normal ihtiyaç” oldu.

 

Deniz

Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Taylan Özgür ve arkadaşları.

 

Tüm dünyada üniversite gençliği daha adil bir dünya için ayaklanmıştı. Türkiye’de devrimci gençlik Deniz Gezmiş ile Mahir Çayan’ın önderliğinde Ernesto Che Guevara’ya “Bin Selam” gönderiyordu. Tarihe “15-16 Haziran Olayları” olarak geçen 1970’de ise işçiler “Patronsuz Türkiye” nidalarıyla başta İstanbul olmak üzere sanayinin geliştiği illerde neredeyse “devrim provası” yapıyorlardı. Sanayideki kapasite kullanım oranlarının çok düşük düzeylerde seyretmesinin önüne ancak ve ancak alınacak “sıkı” önlemlerle geçilebilirdi. Zamanın başbakanı 1961 Anayasası’nın verdiği hakları çok görerek bu anayasanın ülkemize bol geldiğini söylerken hiç utanmıyordu. Zaman sıkışmış, bir bakıma çok hızlı, başka bir bakıma ise çok yavaş akıyordu.

1971’e geldiğimizde, Türkiye’de askerler siyasi iktidara muhtıra verip 12 Mart darbesini yaparak sol ve sosyalist güçleri katledecekler, dünyada ise John Lennon “Hayal Et” memizi isteyerek, “Imagine[1]diyecekti:

 

“Cennetin olmadığını hayal et

Cehennem de yok…

Ülkesiz bir dünya hayal et…

Öldürecek, uğruna ölecek bir şey olmadığını…

Hayal et,

İnsanların kardeşçe dünyayı paylaştığını…

Hayalperest olduğumu söyleyebilirsin

Tek ben değilim böyle düşünen

Umarım sen de katılırsın bize

Yaşanır kılarız dünyayı birlikte.”

 

 

Imagine

John Lennon’un hayaleti.

 

6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan gibi sosyalist öğrenci liderleri, hayal ettikleri dünyayı kuramadan idam edildiklerinde İzmir Atatürk Lisesi’nde ikinci sınıf öğrencisiydim. Tarih öğretmenimiz Atatürk sevdalısı Garra Sarmat’ın gözlerinden akan yaşları ömrümce unutmayacağım. O gün birkaç arkadaşımla birlikte sosyalist oldum.

Hayal etmeye çok ihtiyacımız var!

Notlar

[1] Lennon, John. Imagine: http://www.youtube.com/watch?v=XLgYAHHkPFs

 

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.