Küçükömer

Sencer Divitçioğlu

“Neo-klasik teori başlıca üç yönden kusurludur. İlk olarak, neo-klasik analizin benimsediği maximisation konutu, yani karar birimlerinin maximisation davranışları ‘kim ne isterse onu yapmaktadır’ demekten başka bir şey değildir… (Bu ilke) tanındıktan sonra, marjinal analiz sadece matematik bir gösteri olmaktadır… İkinci olarak, neo-klasik öğreti, Cournot’dan beri sürüpgelen eksik rekabet tartışmalarını daima görmezden gelmiştir. Bu okula mensup […]

, , , , , , , ,

Tuhaf

Güzel İzmir yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır, 28 Mayıs – 1 Haziran 2014 tarihleri arasında kısa bir tatil için İzmir’deydim. Büyük Efes Oteli’nin kahvaltı salonunda, elimde tabağımla eşimin oturduğu yeri ararken aniden önümde Ekmeleddin İhsanoğlu belirmez mi? Son derece nazik bir biçimde yönünü değiştirdi ve yoluna devam etti. Ben de eşimi budum ve masama oturdum. Aklımda, İslam […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Uzun Vadeli Bağımlılık

Yaklaşık 30 yıllık iş yaşamımda Batılı’larla olan ilişkilerimin toplumsal matrisin yatay, Türklerle olan ilişkilerimin ise dikey eksenine oturduğuna şahit oldum. Bunda değerli hocalarım İdris Küçükömer ile Sencer Divitçioğlu’nun katkılarıyla geliştirilen Batı toplumlarının feodal, Doğu toplumlarının ise despotik ve / veya Asya üretim tarzı bir formasyonun ürünü oldukları şeklindeki görüşün önemi büyüktür. Yani bu teoriye göre […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,