Yanlış Yapmayı Yasaklamak

2007 yılında lise ve üniversite öğrencileriyle yaptığımız bir araştırmanın kalitatif  (derinlemesine görüşme) aşamasında öğrencilere ailelerinin kendilerine neyi yasakladıklarını sorduğumuzda, aldığımız cevap karşısında şaşakalmıştım. Çünkü çok ilginç ve ağır bir cevaptı. İki öğrenci, ailelerinin kendilerine yanlış yapmayı yasakladıklarını ballandıra, ballandıra anlatıyorlardı. Oldukça kapsamlı olan araştırmamızın en can alıcı bulgusu buydu.

Galiba eğitim sistemimizin en can alıcı sorunu da bu: Yanlış yapmayı yasaklamak. Oysa biliyoruz ki, insanlar yanlış yaparak doğruyu buluyorlar. Hele ilkokul çağındaki bir çocuğun yanlış yapmasından daha doğal ne olabilir ki?

Nassim Nicholas Taleb, Siyah Kuğu adlı kitabında söz ettiği gibi Lübnan’dan ABD’ye gittiğinde hayretle görmüş ki, orada da tıpkı Lübnan’da kendi ailesinde olduğu gibi aileler çocuklarını yanlış yaptıkları için cezalandırmıyorlar. Oysa Taleb’e göre gerek Avrupa’da gerekse Asya’da yanlış yapmak yasak. Türkiye’de de olduğu gibi.

Denilebilir ki, batıdan doğuya gidildikçe, yanlış yapan çocukları cezalandırmak bir kural haline geliyor.

Yanlış yapması yasaklanan çocuklar birer yetişkin olup iş hayatına atıldıklarında benzer korku ve tutum içinde son derece pasif oluyorlar ve ne tartışmalara ne de kararlara katılabiliyorlar. Hele, eğitim düzeyleri ve bununla birlikte dünyaları küçük ise, söyleyecek bir şeyleri olsa bile yanlış yapmaktan korkuyorlar ve susmayı tercih ediyorlar. Aralarında, sustukları için yanlışları ortaya çıkmayacağından, bilgiç bir tavır takınanlar bile olabiliyor. Büyük ölçüde eleştiri ve özeleştiriye de kapalı olduklarından yarattıkları küçük dünyaları içinde debelenip duruyorlar.

Oysa kendini yenilemeyenin, değişime kapalı olanın hızla gerilediği bir dünyada yaşıyoruz. Kariyer olanakları sınırlı olan bu tipleri eğitmek oldukça zor görünüyor. Çünkü genellikle baskıcı bir aile çevresinden geldikleri için o güne dek öğrendikleri onlar için yeterli kabul ediliyor. Kuşkusuz, tüm ailelerin çocuklarına yanlış yapmayı yasakladıkları söylenemez. Kısmen daha özgür ortamlarda yetişenler yanlış yapmaktan çekinmiyorlar ama bir kez, yanlış yaptıklarında baskıcı ortamlarda yetişenler tarafından acımasızca eleştiriliyorlar.

İş dünyası kariyer yapan elemanlarına okul sonrası eğitim çerçevesinde önemli olanaklar sunuyor. Araştırma sektöründe de bu olanaklar giderek artmaya başladı. Bu tür eğitim olanakları, hem okulda alınan eğitimi tamamlıyor, hem de ilgili sektörlere, yetişmiş, yanlış yapmaktan korkmayan elemanlar yetişmesine katkıda bulunuyor. Ama en önemlisi velilere yanlış yapmayı yasaklamayan bir zihniyet anlayışı kazandırmak olmalı. Bu da uzun ve meşakkatli bir süreci gerektiriyor. Yılmadan, yıpranmadan…

Bu bağlamda araştırmacılara yanlış yapmaktan kesinlikle çekinmemelerini şiddetle öneriyorum. Aksi takdirde yaratıcı projeler geliştirme imkânımız olmayacaktır.

Toplumumuzun diğer bazı kesimleri gibi, eğer politikacılarımızın hiç olmazsa bir kısmı çocukluklarında yanlış yaptıkları için cezalandırılmamış olsalardı, muhtemelen daha demokratik bir ülkede yaşıyor olurduk.

Eylül, 2008

 

, ,

2 thoughts on “Yanlış Yapmayı Yasaklamak

  • Mustafa Sertel dedi ki:

    Politikacıların yanlış yapması yasaklanan cocuklardan olmadığı anlamını çıkarabilirmiyiz? Kocaman adam oldular hala yanlış yapıyor demokrasiye oldukça katkıda bulunuyorlar. Yaşanan son olaylarla bir hayli demokratikleştik. Ağaç yaş ken eğilmiş ve yanliş yapmak distur haline gelmiş. Kim düzeltecek şimdi bu kartlaşmış ağaçları. Yanliş yapmak olabilir ama düzeltil mesi gerekir . Kısaca Yanliş açıklanarak düzeltilmeli sonsuza bırakılmamalı. Daha sonra telfi edimesi olanaksız.

    • bulentgundogmus dedi ki:

      Sevgii Mustafa, tam tersine, politikacıların çoğu çocuklularında yanlış yaptıkları için cezalandırıldıklarından, doğruyu bir türlü bulamamışlar. Eğer cezalandırılmamış ve kendilerine yol gösterilmiş olsaydı, büyüdüklerinde yanlış yapmaya devam etmezlerdi. Kesinlikle katılıyorum, ağaç yaşken eğildiği için çocukluklarında ceza vermek yerine toleranslı davranılıp yol gösterilseydi, şimdiki gibi kartlaştıkları için eğilip bükülemez hale gelmezlerdi:)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.