Hayat Bir Proje Değildir!

Bir süre önce hayata proje olarak bakmanın onu sınırlandırdığını ifade etmiş ve bu konuyla ilgili olarak düşündüklerimi facebook’da paylaşmıştım. Şöyleydi yazdıklarım: “Hayatım proje yapmakla geçti; araştırma projesi. Ama hayatı proje olarak görmek onu fakirleştirir. Hemen herkesin projeden söz ettiği dünya dayanılmazdır. Çünkü hayat bir proje değil, sınırı belirsiz bir zenginliktir; projelere sığmayan ve kaotik. Bu zenginliği yaşamak ise mutluluğun ta kendisidir.”

Ben bunları düşünüp yazarken Koreli Byung – Chul Han’ın Şiddetin Topolojisi adlı kitabını henüz okumamıştım.  Şu anda okuyorum ve aşağıdaki uzun pasajı paylaşmadan edemiyorum. Pasaj, kapitalist üretim ilişkilerinin insanı ne hale getirdiğinin çok iyi bir örneğini teşkil ediyor. Chul Han, şiddetin modernite öncesi toplumlarda – Yunan, Roma, vb. – işkenceyle anılıp açık mekânlarda uygulandığını ve bu tür toplumların kan toplumları olduğunu vurguladıktan sonra, modern toplumlarda ruhsallaştırılıp psikolojikleştirilerek içselleştirildiğini öne sürer ve şu can alıcı notu düşer:

 

Proje

 

“Geç modernitenin başarıya ve performansa endeksli öznesi (subject) ise hiç kimsenin kulu değildir artık. Aslında herhangi bir zora tabi değildir (subject to, sujét a). Kendini olumlular, hatta özgürleşerek bir proje haline getirir. Subject ’ten / özneden projeye dönüşüm yine de şiddeti ortadan kaldırmaz. Dışsal şiddetin, yabancıdan gelen zorun yerine özgürlükmüş gibi görünen bir kendine – yönelik – zor geçmiştir. Bu süreç kapitalist üretim ilişkileriyle doğrudan ilişkilidir. Belli bir üretim düzeyinden itibaren insanın kendini sömürmesi, özgürlük duygusuyla el ele gittiği için, bir başkasını sömürmekten çok daha randımanlı ve başarılıdır. Başarı ve performans toplumu bir kendini – sömürme toplumudur. Başarıya odaklı özne tamamen tükenişe kadar (Burnout) sömürecektir kendini. Bu arada kendine yönelik bir saldırganlık da geliştirir ki, kendini öldüren bir şiddete ulaşması hiç de istisna değildir. Proje, başarıya ve performansa odaklı öznenin kendine yönelttiği bir projektile, [1] güdümlü mermiye dönüşür.”[2]

Hayatı proje olmaktan çıkarmak, kapitalist üretim ilişkilerinden kopmak, yani başarı ve performans toplumundan çıkmak için tek yol vardır: Sosyalizm

 

Notlar

[1] Gelecekte gerçekleştirilecek bir tasarı olarak proje (yine örneğin, bugünün verilerinden yararlanarak gelecek için tahminde bulunma anlamında projeksiyon) ve şimdi ateşlenen ama belli bir süre sonra hedefi vurması beklenen güdümlü mermi, projektile, aynı kökten türemiş sözcüklerdir; aynı zamansal mantığın ürünüdürler ve geleceğin ipotek altına alınmasıyla ilgilidirler.

[2] Byung – Chul Han, Şiddetin Topolojisi, Çeviren: Dilek Zaptçıoğlu, Metis Yayınları, İst., 2016, s.19-20.

, , , , , , , , , , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.