Mühürlü Tren’in Ünlü Yolcusu

Birinci Dünya Savaşı’nın dehşet dolu dalgalarının dört bir yandan sardığı küçük barış adası İsviçre, 1915 – 1918 yılları arasında son derece heyecanlı ve sonuçları bakımından çok önemli bir dedektif romanına sahne olmuştu. Daha bir yıl öncesine kadar birbirlerini karşılıklı olarak evlerine davet eden diplomatlar artık görüşmüyorlar, lüks otellerde konaklayan parlamenterler, ataşeler, iş adamları, yüzleri açık ya da tülle örtülü kadınlar, elçilik sekreterleri ve daha nice çeşitli mesleklere mensup çok sayıda insan bir şeyler öğrenmek ya da bir şeyleri gözetlemek için birbirleriyle yarışıyordu.  Ülke gizli görevlilerle dolup taşmış, casusluk faaliyetleri almış başını gitmişti. Telefonlar karşılıklı olarak dinleniyor, ortalık, karşılıklı olarak ifşa edilen gizli dosyalardan geçilmiyordu. Tüm ülkedeki haberleşme ağına son yıllarda Türkiye’de olduğu gibi takılmamak neredeyse mümkün değildi.

Ancak casusların cirit attığı bu ülkede karısıyla birlikte bir kundura tamircisinin evinde oturan, her gün düzenli olarak saat dokuzda kütüphaneye giden, öğle tatilinde evine gelerek yemeğini yedikten sonra tekrar kütüphaneye gidip orada saat altıya kadar çalışan,  komşularının Rus olduğunu bildikleri, az konuşan, kısa boylu, çekik ve kara gözlü bir adam vardı ki, hakkında çok az şey biliniyordu. Hepsi bir araya gelse ancak küçük bir bavulu dolduracak kadar eski püskü giysiler ile ufak tefek eşyaları olabileceği her hallerinden belli olan bu karı koca sadece mahallerindeki fırıncının karısı, bir İtalyan bir de Avusturyalı tiyatro oyuncusuyla arkadaşlık ediyordu.

Haber alma servislerinde çalışanlar çok konuşan adamlara dikkat ettikleri ve çok okuyup çok öğrenen yalnız insanların, dünyamızda gerçekleştirilen devrimlerde oynadıkları rolün ne kadar büyük olduğunu bilmediklerinden kundura tamircisinin evinde oturan bu sessiz, önemsiz, çekik gözlü ve keskin bakışlı adam hakkında hiçbir bilgi toplayamıyorlardı

Sosyalist çevrelerin, sessiz ama tartışmalar sırasında uzlaşmaz bir tutum sergileyen bu adam hakkında bildikleri ise, Rus mültecilerin çıkardıkları küçük ve radikal bir derginin yazı işleri sorumlusu olduğu ve St. Petersburg’ta adı o zamanlar dile alınmayan bir partinin başkanlığını yaptığıydı. Bazı akşamlar, çoğu gençlerin katıldığı küçük bir işçi kahvesinde yapılan toplantılarda bildiğini okuyan bu keskin bakışlı adamı kimse önemsemiyordu. Kundura tamircisinin evinde oturan bu çekik gözlü ve keskin bakışlı adam, 1917 Büyük Ekim Devrimi’nin önderi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir İlyiç Ulyanov Lenin’di.[1]

 

Lenin

Almanya’dan geçiş şartlarına dair Lenin ve diğer sürgünlerin onay imzaları. Kaynak: Wikipedia.

 

Julyen takvime göre 27 Şubat 1917’de ünlü Şubat Devrimi – Miladi 12 Mart 1917 – patladığında hala İsviçre’de bulunan Lenin o günden sonra kütüphane yerine Rusya’ya gitmeye karar verir.  Bir süre, durum değerlendirmesi yapan strateji dehası Lenin’e göre, Rusya ve Fransa’dan çok ABD’nin savaş ilan etmesinin arifesinde, yazılarında yüzlerce kez hakaret ettiği Kayser Almanya’sı ile anlaşmak daha doğru olacaktır. İsviçre İşçi Sendikası Sekreteri Fritz Platten’in aracılığıyla İsviçre’nin Alman elçisiyle ilişki kuran Lenin, daha sonra Alman ajanı olarak suçlanabileceği riskini de üzerine alarak bir avuç arkadaşıyla birlikte diplomatik dokunulmazlığı olduğu için “mühürlü tren” olarak anılan trenle meşakkatli bir yolculuktan sonra İsviçre, Almanya, İsveç ve Finlandiya istikametiyle 3 Nisan 1917’de o günkü adıyla Petrograd’a – St. Petersburg – varır.

Daha düne kadar kundura tamircisinin evinde oturan çekik gözlü ve çelik bakışlı bu ufak tefek adam trenden iner inmez yüzlerce el tarafından alınır ve zırhlı bir otomobile bindirilerek ilk söylevini vereceği meydana götürülür. Caddeleri dolduran topluluk heyecandan titrer ve çok geçmeden “dünyayı sarsan on gün” başlar. Top patlamış ve hem bir ülkeyi hem de dünyayı paramparça ederek değiştirmiştir.

Yine Julyen takvime göre 25 Ekim 1917 günü akşamüzeri Neva Nehri’nde devrimci bahriyelilerin ellerinde bulunan Tan kruvazöründen bir pare top atılır. Bu, Lenin’in emri üzerine içinde devrik geçici hükümetin bulunduğu Kışlık Saray’ı almak amacıyla yapılacak olan saldırı için kararlaştırılan bir işarettir. İşaret üzerine devrimci alaylar sarayı kolayca ele geçirirler. Dünyanın ilk sosyalist devrimi gerçekleşmiştir.

 

Notlar

[1] Bu yazı 1990 yılında yeni yılı kutlamak amacıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin başkenti Moskova ile en önemli şehirlerinden Leningrad’a (şimdiki St. Petersburg) yaptığım seyahatle ilgili olarak kaleme aldığım gezi notlarının giriş bölümünü oluşturmaktadır. SSCB, bu seyahatimden yaklaşık bir buçuk yıl sonra dağılmış ve kapitalistleşme sürecine girerek yerini Bağımsız Devletler Topluluğu’na bırakmıştır. Şimdiki halini hepimiz biliyoruz. Artık tüm cumhuriyetler bağımsız, Rusya ise SSCB dönemindeki kadar olmasa da, zaman zaman dünya politikasındaki denge – detant (détente) – rolünü oynamaya devam ediyor.

Yazıyı, E.H. Carr’ın Bolşevik Devrimi‘ni de dikkate alarak, Stefan Zweig’in İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar adlı kitabının Mühürlü Tren bölümünden özetledim. Eğer bir gün tekrar Rusya’ya gidersem – ki St. Petersburg’da beyaz geceleri çok yaşamak istiyorum – bu kez hem devrim öncesinden, hem de sistemin kapitalizme dönüştükten sonraki dönemden daha fazla söz etme imkânım olacak.

Zweig, Stefan. İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar, Çeviren: Kasım Eğit, Can Yayınları, İst., 2010, s.235-247.

Carr, Edward Hallett. Sovyet Rusya Tarihi, Bolşevik Devrimi, C.1, Dördüncü Basım, Çeviren: Orhan Suda, Metis Yayınları, İst., 2012.

 

, , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

2 thoughts on “Mühürlü Tren’in Ünlü Yolcusu

  • Cem ugur dedi ki:

    Merhaba hocam ,

    Tanışma fırsatımız olmadi fakat her zaman yurginizi yuregimde hissettim…
    Iyiki varsınız…

    Bugün okuduğum bir yazıyıda bu vesile ile paylaşmak istedim…
    Saygılarımla

    /337251/aydin-cubukcu-dunyanin-sosyalizme-ihtiyaci-var

  • bulentgundogmus dedi ki:

    Çok teşekkür ederim, sevgilerimle.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.