Gündemin Dayanılmaz Ağırlığı

Bu yazım son birkaç hafta içinde Türkiye gündemini meşgul eden bazı konular hakkındaki haber ve yorumları (mı) kapsıyor. Kuşkusuz eksik, ama kuşbakışı olarak değerlendirilirse birçok konuya değiniyor, kapitalizmi eleştiriyor. Özet mi? Toplumsal kaçış!

Büyük Birader Meselesi

“CHP eski milletvekili Melda Onur, bir arkadaşının bindiği takside AKP hükümetini eleştirince, taksici tarafından ses kaydı alınıp polise ihbar edildiğini açıkladı. Melda Onur, Twitter’da paylaştığı mesajlarda, ‘Bir arkadaşımın karşı komşusu bindiği takside iktidarı eleştirince şoför gizli ses kaydı almış, polise ihbar etmiş, eve polis gelmiş’ dedi.”

Birgün, 04.12.2016

Dil Meselesi

“Çünkü Gümrük Birliği’nde de maalesef bize madik attılar, mal ve hizmetler serbest olacaktı üstüne yattılar.” (Not: Madik atmak TDK’na göre dolap çevirmek, hile yapmak, Ermenicede ise parmak atmak anlamına geliyor)

Başbakan Binali Yıldırım’ın TÜSİAD toplantısındaki AB serzenişleri.Gazeteler, 01.12.2016

* * *

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Bizim bu bağımsızlık meselesini ciddiye almamız lazım. Bizim için bağımsızlık gavura ‘gavur’ diyerek karşısına dikilebilmektir” dedi.

Gazeteler, 04.12. 2106

* * *

“Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.”

Ludwig Wittgenstein, Tractatus

Eğitim Meselesi

Bu sabah TRT3’de klasik müzik kuşağında, adını şu anda hatırlamadığım 18. Yüzyıl’da Salzburg’da doğmuş bir müzisyenin özgeçmişini dinliyordum. Sanatçı felsefe ve matematik eğitimi almış, besteci olmuştu. Ne kadar hoş diye düşündüm. Matematik doktorasını Bach’ın müziği üzerine yapanların olduğunu da biliyorum. Biz de ise, felsefe eğitimi hemen hemen olmadığı gibi “felsefe yapma” diye bir tabir pek popüler. Sonuç: Sığ ve sağ iktidarlar.

02.12.2016

* * *

İzmir Atatürk Lisesi’nde okurken kısa bir süre Halide Görgülü’den (Müdürümüz Ali Kemal Görgülü’nün eşi) coğrafya dersi almıştım. Sert, ama harika bir insandı. Bir derste bilimleri alt alta ya da üst üste getirerek bir piramit yaptık. Sorun, en temel (kral) bilim felsefe mi, matematik mi etrafında dönüyordu. En altta (en temel yani) felsefe mi yoksa matematik miydi şimdi hatırlamıyorum. Ama bunu tartışıyorduk. Ve ben ağırlıklı olarak fen, yani fizik, matematik, kimya ve biyoloji okuyordum. Özet: Türkiye o zamanlar (1971 olmalı) çok, ama çok ileriydi. Bunu kimseyle tartışmam.

02.12.2016

* * *

“Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) üç yılda bir hazırladığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı’nda (PISA) 2015 sonuçları dünyayla paylaşıldı. Türkiye 72 ülkeden 15 yaş düzeyinde 540 bin öğrencinin katıldığı programda büyük puan kaybetti. Matematik fen bilimleri ve okuma alanlarında PISA 2012’ye göre ortalama 7 sıra düştü. En çok kayıp da 9 sırayla okuma ve fen bilimlerinde yaşandı. Yaklaşık 50 puanlık erozyona uğradı. Üç alanda da 35 OECD ülkesi arasında sondan ikinci oldu. Eğitimciler, bu düşüşün nedeninin, son üç yılda daha fazla öğrencinin eğitime dahil edilmesi olabileceğini söylüyor. 2009’da yüzde 57 ve 2012’de yüzde 68’e çıkan PISA testinin 15 yaşındaki çocukları kapsama indeksi, 2015’te yüzde 70’e ulaştı. Uzmanlara göre, bu ortalama puanı düşürdü. Ayrıca, bu yılki soruların daha zor olabileceği de vurgulanıyor.

Türkiye’den 187 okuldan 5 bin 895 öğrencinin katıldığı PISA’da tüm alanlarda büyük puanlar kaybedildi. Önemli sıra kayıpları yaşandı. Matematikte PISA 2012’de 448 puanla 44’üncü olurken, 2015’te 420 ile 49’unculuğa geriledi. Fen bilimleri ve okumada da 9 sıra düştü. PISA 2012’de 463 puanla 43’üncü sırada yer alırken, 2015’te 425 ile 52’nci oldu. Okumada ise PISA 2012’de 475 puanla yakalanan 41’incilik kaybedildi, 428 puan ancak 50’nciliğe yetti. Bazı alanlarda Arnavutluk ve Moldova gibi ülkelerin arkasında temsil edildi.”

Hürriyet, 06.12.2016

Tartışma Meselesi

CNN’deki tartışmacılardan birisi, mealen,  “olup bitenlerden, iktisatçılar, politikacılar ve iktidar bir reçete çıkarmalı” diye bir ifade kullandı. Katılımcı, hayatın bir reçete yazmakla düzene girecek kadar kolay olmadığını ne zaman öğrenecek acaba? Hayat bir bakıma karmaşık, bir bakıma ise yalındır. Yalınlık, filozofik bakış açısı gerektiriyor ki, biz de yok. Karmaşıklığı çözmek için ise akıl gerekiyor.

04.12.2016

* * *

Günün Fıkrası: CNN’deki tartışma programında tartışmacılardan biri – üstelik araştırmacıymış – “mealen Avrupa’ya, tarihsel olarak sahip olduğumuz demokratik geleneklere dayanarak demokrasi konusunda model olabiliriz” dedi. Ortaöğretimde felsefe derslerine son vermek meyve vermiş.

25.11.2016

* * *

“İnsan asla bir tek şey üzerinde durup kalmamalı, yoksa deli çıkar: İnsanın kafasında bin tane şey bir arada olmalı, kargaşa olmalı kafada.”

Ortega y Gasset

* * *

Biyolojik olarak yaşamın kaosun sınırlarında doğduğu bilimsel anlamda ispatlanmıştır. Buna göre, denge ölüm, yaşam kaostur. Öyleyse, sanal dünya düzen, canlı dünya kaostur. Ben her şeyin önceden planlandığı sanal bir dünya değil, herkesin herşeye karışabildiği canlı bir dünya, düzen değil kaos istiyorum. Yaşam, işte budur!

Kapitalizm ve Reklam Meselesi

Enstrümanları gördüğünüzde zannedersiniz ki, büyük bir klasik müzik orkestrası konser vermeye hazırlanıyor. O da ne, orkestra şefi arabesk bir şarkıcı ve TOKİ’nin Ankara’da inşaa etmekte olduğu bir siteyi satmaya çalışıyor. Fonda ise bir zamanlar çok sevdiğim Ankara Rüzgârı şarkısı çalıyor. ( Not: Bu şarkıyı Nesrin Sipahi’den dinlerseniz eğer, bayılırsınız) Türkiye bu hale düşmemeliydi.  (İkinci Not: Tanıdığım reklamcıların, bunun reklam olmadığını bildiğini zannediyorum)

(Son not: Ankara Rüzgârı ve Nesrin Sipahi söylüyor: https://www.youtube.com/watch?v=nMX-jlqg2Cw)

04.12.2016

* * *

“Ölmeden önce” okumak zorunda olduğumuz kitaplar, görmek zorunda olduğumuz filmler ya da yerler, vb., omuzlarımıza dev bir yük gibi geliyor. Kapitalizmin, ölümü bile reklam ettiği bu tür kampanyalarla ilgilenmeyin. Piyasa, bizi kategorize etme! Bırak da ne okumak, ne izlemek, nereye gitmek, vb. istiyorsak onu yapalım; bu hayat bizim.

29.11.2016

* * *

“BLACK FRIDAY”A KARŞI TATLI ÇARŞAMBA

Haberim olmamıştı. “Black Friday”ın hayatımıza girdiğini geçen gün Haluk Mesçi’nin paylaşımından öğrendim. Sonra bir AVM’de izine rastladım. Bir de “Pink Friday” vardı aynı AVM’de . Evet, “kopyacılığın” bu kadarı olur. Halkı alışverişe zorlamak için kopya çekmeye ne gerek var. Ben, John Steinbeck’in “Tatlı Perşembe” si ile bir zamanlar Akhisar’da sadece Çarşamba günleri kurulan ve babaannemle gittiğim pazardan esinlenerek yerli ve milli “Tatlı Çarşamba”yı öneriyorum. En güzel yemekleri Çarşamba akşamları yerdik. Her hafta kutlayabilirsiniz, kriz kapıda çünkü.

26.11. 2016

Dayak Meselesi

Halkalı’da bir sitede gürültüden şikâyet eden bir şarkıcıyı dayakla ve bıçakla hastanelik etmişler. Dün de iki doktorun hasta yakınlarından yediği dayakla hastanelik olduğu haberleri vardı. Nasıl bir ülke burası?

Necla Zarakol, 05.12. 2016

Şaka Meselesi

“İçinde Türklerin de yer aldığı bir suç şebekesinin Gana’da sahte ABD Büyükelçiliği açtığı ve yaklaşık 10 yıldır işlettiği ortaya çıktı. Şebeke her hafta pazartesi, salı ve cuma günleri öğlene kadar ABD konsolosluğu gibi hizmet verdi.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da içinde yer aldığı bir suç şebekesinin Gana’da sahte ABD Büyükelçiliği açtığı ve yaklaşık 10 yıldır işlettiği ortaya çıktı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi sitesinde yayınlanan habere göre, yerli organize suç şebekeleriyle birlikte hareket eden bir grup Türk, göç ve ceza hukuku konusunda uzman Ganalı bir avukatı da yanlarına alıp akıl almaz bir dolandırıcılığa imza attı.”

Pilliblog.com, 05.12.2016

Döviz Bağlamında Sermaye Meselesi

Yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz bende sermayenin Türkiye’den kaçacakmış hissi yarattı. Ben de, Karl Marx’ın, daha 1858’de yazdığı ünlü Grundrisse’sinden şu alıntıyı yapayım dedim: “Sermaye doğası gereği her tür mekânsal bariyerin ötesine geçer. O yüzden, mübadelenin fiziksel koşullarının – iletişim ve ulaşım araçlarının – yaratılması, mekânın zaman tarafından yok edilmesi sermaye için olağanüstü bir zorunluluk olur.”

25.11.2016

* * *

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Dolar bozdurun’ çağrısına ilk ‘desteği’ veren Hitit Üniversitesinin ardınan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden de bir destek açıklaması geldi.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van’da 500 bin euro veya dolar bozdurarak makbuzunu getiren kişinin adının, Yüzüncü Yıl Üniversitesindeki amfi tiyatroya verileceğini duyurdu.”

haber.sol.org.tr, 06.12. 2016 

Demokrasi Meselesi

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan OHAL çerçevesinde kendisine verilen yetkiyi kullanarak Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne rekor oy alan Gülay Barbarosoğlu yerine, seçime bile katılmayan Mehmed Özkan’ı atadı.

Gazeteler, 11.11. 2016

* * *

Bir bilmecem var: İtalya’daki tarihi referandumda “Hayır” çıktı, Başbakan Renzi istifa etti. Türkiye’de Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak referanduma gidilir ve “Hayır” çıkarsa Başbakan Yıldırım istifa eder mi?

05.12. 2106

* * *

Önce Avusturya’da faşizme geçit verilmedi, sonra İtalya’da tek adam yönetimi reddedildi. Uzak bir ihtimal gibi görünse de, insanın aklına ister istemez Marx ve Engels’in Manifesto’sunun o ünlü giriş cümlesi geliyor: “Avrupa’da bir heyula dolaşıyor, komünizm heyulası.”

05.12. 2106 

Castro Meselesi

Yıldızlar arkadaşın olsun Fidel!

26.11.2016

Zıtlık Meselesi

“Zıtlıklar olmasa gelişme de olmaz. Çekicilik ve İticilik, Akıl ve Enerji, Sevgi ve Nefret gereklidir İnsanın varlığı için.”

William Blake

Birincilik Meselesi

Özdemir Asaf’tan esinlenerek: Dünya hızla bozuluyordu (entropi) birinciliği güzel Türkiye’mize verdiler.

05.12.2016

Meselelerin Çözümü

“Sosyal Bilimler Platformu (sosyalbilimler.org) tarafından düzenlenen I. Uluslararası Zygmunt Bauman Sempozyumu 19-21 Mayıs 2017 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Bauman ve düşüncesi üzerine uluslararası düzeyde böylesi bir sempozyum aynı zamanda dünyada bir ilk olma özelliğini taşımaktadır.” Tanıtım broşüründen.

 

 

 

 

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.