Post-Fordist Tüketim ve Turizmin Sonu

2000 yılında yazdığım bu yazıyı, hem güncelliğini koruması bakımından hem de turizm mevsimi geçmeden blog’uma koymak istedim. Yoksa, yazma periyodum yine her Çarşamba olacak.

Postmodernizmin en ilginç tezahürlerinden biri turizmde yaşanan yapısal değişimdir. John Urry’nin Mekânları Tüketmek ’te [1] yazdığı gibi, turizm, karşıtını, yani düzenli ve örgütlü çalışmayı gerektiren bir boş zaman etkinliğidir. Turist olmak, modern olmayı tanımlayan niteliklerden biridir. Turistik yerler bakılmak üzere seçilir. Bakış, kişileri gündelik ve rutin deneyimlerinden ayıran peyzajın ve kentsel peyzajın özelliklerine yöneltir. Ayrıca, bakış göstergeler aracılığıyla oluşturulur ve turizm bu tür göstergelerin koleksiyonuyla ilgilidir. Örneğin, turistler Paris’te öpüşen bir çift gördüklerinde, baktıkları şey “değişmeyen, romantik Paris”tir; İngiltere’de küçük bir köy gördüklerinde, turistler “gerçek (mutlu) İngiltere”ye bakıyor olduklarını düşünürler. Bu anlamda, turistler, dünyanın en tanınmış semiyotikçi ordularını oluştururlar. Öyleyse, turistlerden iyi araştırmacı olur, diyebilir miyiz? Bence olur.

 

Paris

 

Seyahat biçimlerindeki bu gelişmelere konukseverliğin doğasındaki koşut gelişmeler eşlik etmektedir. Turizm kapitalizm öncesinde kısmen, liberal kapitalizmde ise tamamen ticarileşmiştir. Örgütlü kapitalizm, turizmin “paketlendiği” aşamayı temsil eder. Örgütsüzleşmiş kapitalizm maddi olmayan üretim biçimlerinin, özellikle imajların, kültürün, tüketimin, küreselin, yerelin ve çevre kaygısının egemenliğini gerektirmektedir. Örgütsüzleşmiş kapitalizm, özgüllüğün dağılması nedeniyle, turizmin çağdaş, toplumsal ve kültürel yaşamı ele geçirip örgütlediği çağ olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, örgütsüzleşmiş kapitalizm, “turizm sonunu” gerektirir. Örgütsüzleşmiş kapitalizmde, insanlar, zamanlarının çoğunda, ya gerçekten devinen ya da çoklu göstergeler ve elektronik imajların inanılmaz akışkanlığı aracılığıyla simüle edilmiş devinimi yaşayan turistlerdir. İmaj satın almak olağanüstü yaygınlaşmıştır ve bu, görsel malın satın alınıp tüketilmesinin artık turizme özgü pratiklerle sınırlı olmadığı anlamına gelir. Neredeyse toplumsal yaşamın tüm yönleri estetikleşmiştir. Bunun anlamı görsel tüketimin pek çok farklı bağlamlarda, kültürlerde vb. oluşabildiğidir. ABD’deki büyük alışveriş merkezleri, Las Vegas’taki kumarhaneler bu oluşuma tipik örneklerdir. Yolunuz bir gün Vegas’a düşerse, bu kupkuru çölün nasıl bir dünya şehrine dönüştüğünü görebilirsiniz. Örneğin Sezar Oteli’nin kumarhanesine girdiğinizde, kendinizi Roma’da dev bir sarayda  geziyormuş gibi hissedebilir, hatta yanı başınızda dolaşan Sezar ya da Kleopatra’ya dokunabilirsiniz. Bu durum, aynı zamanda toplumsal ve kültürel “farksızlaşma” olarak adlandırılan durumu yansıtmaktadır.

 

Cesar

 

Modern dönem, dikey ve yatay farklılaşma dönemiydi; her birinin kendine özgü değerlendirme yaklaşımları ve tarzları olan, yüksek ile aşağı kültür, bilim ile yaşam, yüce sanat ile popüler zevkler gibi çoklu ayrımlar taşıyan çok ayrı kurumsal ve estetik alanların gelişimini içeriyordu. Postmodernizm ise, ayrımsızlaşmayı içerir. Kültürel alanların yüceliği giderek azalır. Tüketim tefekküründen ya da “yüksek kültür” den alışveriş mağazalarının olduğu “yüksek caddeye” doğru bir kayma vardır. Kültürel nesneler ile onları izleyenler arasındaki kimi ayrımlar dağılır. Göstergeleri ya da imajları daha çok tükettiğimiz için, postmodernizm temsiliyetler ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi sorunsallaştırır. Sonuçta, bu tür temsiliyet biçimlerinden ayrı, yalın bir “gerçeklik” yoktur. Turizmde tüketilen, görsel göstergeler ve kimi zaman simulakrumdur; ve görünüşte turist olarak davranmasak bile, yine de bunları tüketiyoruz. Simule edilmiş gerçekliğin sıradanlaştığı iki bağlam, alışveriş merkezleri ve dünya fuarlarıdır. Her ikisinde de insanlar, pek çok kültüre ait göstergelere ve imajlara bakmaya ve onları devşirmeye, bir başka deyişle, turist gibi davranmaya, yüreklendirilir. Bu durum, küresel minyatürleşme de denilen, en aşırı biçimde zaman – mekan sıkışması ile olanaklı kılınır. Tüketicilere sunulan seçeneklerde görülen çok büyük artış bu imaj çoğaltılmasına katkıda bulunmuştur. Bu oluşum kısaca, son birkaç on yıl içinde dışarda yemek yeme toplumsal pratiklerindeki olağanüstü gelişim dikkate alındığında görülebilir. Yirmi ya da otuz yıl önce bu pratik, pek çok insan için tatil dönemiyle kısıtlıydı. Tatilde olmadıkça işyeri kantinleri dışında insanların zevk için restorana gitmesine oldukça az rastlanıyordu. Şimdi, bu pratik olağanüstü sıradanlaşmıştır.

 

Yeşil

 

Çağdaş özne, kaçınılmaz olarak zamanının çoğunu turist pratikleri dediğimiz şeyle geçirir. Postmodernitede de toplumsal ve kültürel yaşamın çoğu alanı ayrımsızlaştırılır. Turizm hiçbir yerdedir, yine de her yerdedir. Biz buna “turizmin sonu” diyoruz. Yani, elimizden kaçıverip giden bu dünyada artık, hepimiz turistiz.

 

                                                                     Turizmin Geleceği

Post-Fordist Tüketim

Turist Örnekleri

Tüketiciler giderek egemen duruma gelir ve üreticiler çok daha fazla tüketici-yönelimli olmak zorundadır

Bazı kitle turizmi biçimlerinin (tatil kampları ve ucuz paket tatiller) reddedilmesi ve artan seçenek çeşitliliği

Tüketici seçimlerinin büyük değişkenliği

Daha az yinelenen ziyaretler ve alternatif görünüm ve çekiciliklerin çoğalması

Artan pazar bölünmesi

Tatil tiplerinin çoğalması ve yaşam-biçimi araştırmasına dayalı ziyaretçi çekme

Tüketici deviniminin artışı

İletişim araçlarında alternatif tatiller ve çekiciliklere ilişkin çok daha fazla enformasyon

Her biri daha kısa ömürlü olan pek çok yeni ürünün gelişimi

Modanın hızlı değişmesi nedeniyle turist yerlerinin ve deneyimlerinin hızlı dönüşümü

Kitlesel olmayan üretim/tüketim biçimleri lehine artan tercihler

“Yeşil turizm” ve tüketicilere göre bireysel olarak oluşturulan dinlenme ve kalacak yer biçimlerinin (kır evi otelleri gibi) artışı

Tüketimin giderek daha az “işlevsel” olması ve giderek daha fazla estetize edilmesi

Turizmin boş zamandan, kültürden, perakende satıştan, eğitimden, spordan, hobilerden “ayrımsızlaşması”

 

Haziran, 2000

Notlar


[1]  Urry, John. Mekânları Tüketmek, Çeviren: Rahmi G. Öğdül, Ayrıntı Yayınları,İst.,1999.

 

 

 

 

 

, , , , , , , , , , , ,

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.