Erasmus

Duru Nehir: Sessiz Sitemsiz

“Bize gerçeği tutkuyla sevdiren şey gerçeğin bilinmesi değildir. Temel ve birincil değer duygudur. Doğayı bilmeden, iyice görmeden, temeli başka yerde atılan bir aşkı nesnelerde gerçekleştirerek sevmeye başlarız. Sonra, ayrıntısını ararız, çünkü genel olarak nedenini bilmeden seviyoruzdur onu. Onun hakkında yaptığımız coşku dolu betimleme, bir zamanlar ona tutkuyla, aşkın kalıcı ilgisiyle bakmış olduğumuzun kanıtıdır. Ayrıca, doğa […]

, , , ,

Distopyadan Ütopyaya

William Faulkner, 1956 yılında, New York’ta verdiği bir röportajda, gazeteci, senaryosunu yazmak istediği bir film olup olmadığını sorunca şu cevabı vermişti: “George Orwell’in 1984’ünü yapmak isterdim. Filmin sonuyla ilgili bir fikrim var, her zaman iddia ettiğim bir tezi kanıtlamak için: İnsan yok edilemez çünkü özgürlüğe tutkundur.”[1] Ben de bu yazımda 1984’ün distopik yapısını kırıyor, ütopik […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,

Kahkahanın Zaferi

Gülme, aynı zamanda bir savunma aracıdır; hastalığa ve can sıkıntısına iyi gelir, ruhun sömürgeleşmesini önler. Gülme hafifliktir; ip üstünde yürüyen cambazlara korkuyla karışık güleriz. Çünkü onlar gökyüzündedirler. Ciddiyet ise ağırlık olarak anılır; ağırbaşlı insanlar hep ciddidirler, ayakları yere basar. Ayakları yere basmayanlar, uçanlar, uçarılar, hafifler, hafifmeşrepler bize hep gülen insan izlenimi verirler. * * * […]

, , , , , , , , , , , ,

Tilkiler ve Kirpiler

İsaiah Berlin’in, Tolstoy üzerine yazdığı bir denemede Yunanlı şair Archiloschus’dan yaptığı ilginç bir alıntı ile başlattığı tartışmanın sonuçları da ilginçtir.[1] Kuşkusuz, Archiloschus “Tilki pek çok şey bilir, ama kirpi büyük, tek bir şey bilir” derken tartışmanın günümüze kadar geleceğini düşünmüş olamazdı.     Örtük de olsa, tilkinin tüm kurnazlığına rağmen, kirpinin tek bir savunması ile […]

, , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,